Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/19849 esas ve 2015/4186 karar sayılı ilamı
ÖZET : Davalının hem mobil telefonundan, hem de bilgisayardan sürekli olarak internete girdiği ve facebook isimli sosyal paylaşım sitesini kullandığı, bu şekilde kuşku çeken tutum ve davranışlarda bulunduğu, son olarak da Almanya’ya döndükten iki gün sonra eşinden ayrılacağını, boşanmak istediğini söyleyerek evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinde eşler, birlikte yaşamak ve birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler.
Davalının “eşinden boşanacağını” söyleyerek evi terk etmesi, birlikte yaşamaktan kaçınma ve zamanının çoğunu sosyal paylaşım sitesi ve internette geçirmesi, evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama konusundaki özen yükümlülüğüne aykırı olup, diğer taraf için ortak hayatı çekilmez kılar. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Davacı, dava açmakta haklıdır. Boşanmaya karar verilmesi gerekir.
Bu karar, sosyal medya kullanımının evlilik birliği üzerindeki etkileri açısından önemli bir hukuki emsal teşkil etmektedir. Kararda, kadının sürekli internete girerek Facebook’ta vakit geçirmesi, kuşku uyandıran davranışlar sergilemesi ve eşinden ayrılmak istediğini belirterek evi terk etmesi, Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi kapsamında eşlerin evlilik birliğini koruma ve mutluluğunu sağlama yükümlülüğüne aykırı bulunmuştur.
Değerlendirme:
- Sosyal Medyanın Evlilik Üzerindeki Etkileri: Karar, sosyal medya kullanımının evlilik birliğine zarar verebilecek bir davranış olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir. Bu durum, eşler arasındaki güvenin sarsılması ve iletişimin azalması gibi sorunlara yol açabilir.
- Kusur Tespiti ve Boşanma: Yargıtay, davalının davranışlarının diğer eş için ortak hayatı çekilmez kıldığını ve bu nedenle boşanmanın haklı olduğunu belirtmiştir. Bu, tarafların davranışlarının evlilik birliği üzerindeki etkisinin mahkemelerce detaylı incelendiğini ortaya koymaktadır.
- Hukuki Önem: Karar, sosyal medya kullanımının kişisel bir tercih olmasının ötesinde, evlilik yükümlülüklerini ihlal edebileceği durumlarda hukuki sonuçlar doğurabileceğini vurgulamaktadır.
- Toplumsal Tartışma: Bu tür kararlar, sosyal medya ve özel hayatın sınırlarının belirlenmesi konusunda hukuki ve toplumsal tartışmalara zemin hazırlamaktadır.
Sonuç olarak, bu karar, sosyal medya kullanımının evlilik üzerindeki etkilerini hukuki bir perspektiften değerlendiren önemli bir içtihat niteliğindedir. Ancak her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.